3 Mart 2010 Çarşamba

25.Hafta

25.haftada rahminiz yaklaşık futbol topu büyüklüğündedir yazıyor heryerde. Oysa ben şu anda sağlık topu gibi hissediyorum. Sanki büyüdükçe büyüyorum 2 ay sonra ki halimden şimdiden korkuyorum. 16 Mart’ta şeker kontrolüm yapılacak bakalım neler çıkacak :) Karnım büyüdükçe bel ağrılarımda artış yaşanıyor. Yaklaşık 3 sene önce dart oynarken bel fıtığı olmuş 1,5 ay fizik tedavi görmüş, 8 ayda yerde yatmıştım. Şimdi aynı acıları tekrar çekmek hoş değil gerçekten.
Bel ağrılarımı en aza indirmek için neler yapıyorum (kopya çekmek isten olursa diye yazayım istedim):
İşyerimde ayaklarımın altına koyduğum özel olarak yaptırdığım hafif eğimli, yüksek, tahta bir nesne var. Böylelikle ayaklarım yerden yukarıda duruyor, belimde de ortopedik yastık bulunuyor. Bunlar işyerimdeki kurtarıcılarım. Evde koltukta mümkün oldukça dik oturmaya gayret ediyorum (sevgilimden yayılacak  yer kalmıyor koltukta :-P şaka bir yana ben rahat edeyim diye sekiz oluyor canım aşkım) ayaklarımı da plates topumun üzerine uzatıyorum, bu şekilde ayaklarım kalbimin hizasından yukarıda kalıyor. Yatarken de mümkün oldukça sol yanıma dönük vaziyette olmaya çalışıyorum, bacaklar hafif karına çekik arasında minik bir yastık. Bütün bunları yaparak  ağrılarımı en aza indirdiğimi düşünüyorum. Ilık bir duşun da çok faydası oluyormuş.

Bebeğimiz hıçkırıyor :) Nil amnio sıvısını akciğerlerin içine alıp vererek nefes alıyormuş bazen bunu o kadar sık yapıyormuş ki hıçkırmaya başlıyormuş. Hıçkırdığı zaman çok komik oluyor, karnımın bir bölümü 2sn. de bir pıt pıt diye oynuyor. Artık dokunmadan da gözümüzle görebiliyor hissedebiliyoruz Nil’i.

Tutma refleksi gelişirmiş, yakında kordonuna tutunup tarzancılık oynayacak :) Adını Jane mi koysaydık… Omuriliğindeki sinir sistemi oluşumunu tamamlamaktaymış, akciğerlerindeki damarlanma sistemi oluşmuş. Doğum sonrası ilk günlerde dışarıya atılacak olan  mekonyum (dışkı) gelişimi kalın bağırsaklarda tamamlanmış. Bazı bebekler doğum öncesi de az miktarda mekonyumu amniotik sıvıya yapmaktaymış. (Benim kızım yapmaz öyle şey) Yine bu dönemde yüksek sese göz açıp kapayarak reaksiyon vermekteymişler (görmek isterdim). Burun delikleri açılmaya başlamış, koku alabildiği iddaa ediliyormuş.

Haftanın Bilgisi:
Doğum sonrası ilk günlerde gelen anne sütü kolostrum olarak adlandırılır ve bebek için mükemmel bir besin kaynağıdır. Kolostrom miktarı az olmakla beraber güçlü ve kaliteli bir süt olup anneden gelen antikorları da içermektedir. Yeni doğan bebeğin yaşamının ilk 6 haftasında enfeksiyonlara direncini sağlayan antikor üretimi söz konusu olmadığı için emzirmek bebeği enfeksiyonlara karşı da korumaktadır. Kolostrumun bebek tarafından alınması bebeğin bağırsak sistemindeki dışkının atılımını da kolaylaştırdığı için yeni doğan bebekte sarılık olma ihtimali azalmaktadır.

Bu bilgiler http://www.e-gebelik.net sitesinden alınmıştır

Annelerimizin döneminde “ağız sütü” dedikleri kolostrum, bebeğe doğduğunda zararlı olduğu gerekçesi ile verilmezmiş. Çoğu bebek doğanın bize sunduğu bu mucizeden uzak kalmış ne yazıkki. Tıp ilerledikçe ağız sütünün önemi öğrenilmiş.

Doğada hiçbir şey gereksiz değildir her varoluşun bir anlamı ve görevi vardır ve bir birilerini tamamlarlar.

Bookmark and Share

2 yorum:

Matanay dedi ki...

"Doğada hiçbir şey gereksiz değildir her varoluşun bir anlamı ve görevi vardır ve bir birilerini tamamlarlar."
Bu cümleyi çok sevdim..

Doğum bence gerçek bi mucize...Hıçkırdığı zaman bana da haber verir misin Nil'in annesi çok görmek istiyorum :)

Ve ayrıca Jane ismi de hiç fena gelmedi kulağıma :))

ErisFamily dedi ki...

Jane olabilir mi hala dersin :)

Yorum Gönder